19 Eylül 2008 Cuma

beklemekten başka...

Eriyen mumlar gibi tekrar bir araya gelip doğardı ışık tekrardan,güneş gibi.Parladı yine hiç sönmiycekmiş gibi.
Varmıydı…yokmuydu… bunu bile öğrenememiştik inanç perdemizde gizlenenler adına.
Rüyada gibiydim.Her gün güneşiyle tazelenmekte olan büyük bir akvaryum.
İnsandaki zeka gücü öyle mükemmeldiki varoluşu bile düşünebilirdi.
Peki büyük rolü üstlenmiş olan kimdi?
Uğrunda güvenemediğiniz pek çok şey vardı.
İçindekileri zamandan zamana taşımak artık zorlaşıyordu.Onları her defasında kucaklamılıydınız.Gittikçe ağırlaşıyorlardı.Belkide tekrarı olması inanmanız için bir araçtı.
Sonun gelmesini beklemekten başka bir çare hiç kimse için yoktu. 02:47 17.09.2008

15 Eylül 2008 Pazartesi

Duymak İle Gerçekten Duymak Arasındaki Fark







Kendini bulduğunda bir kişilik saklambaç oynundan çıkmış gibisindir.Sen ve sen…kendini kabullenmek herkezden farklı olmak gibidir.En önemlisi bunu yaparak herkezden farklı hissedersin.Aralardaki boşlukların aslında dolu olduğunu anlarsın, bu hislerinde ne kadar ilerlediğini gösterir.Işık gelip gittiğinde hissettirdiği tek şey bulmak ve sanmak arasındaki farktır.Birşeyler için uğraştığında onun insan hayatında nerde durması gerektiğini bulman uzun sürebilir ama bu uğraşı yaparken kendini bunun içinde bulmak en doğru olandır.
Görmek mi yoksa görmek istediğin şey için bakmak mı?...
Bazen yanınızda olmasını istediğiniz şeyler sizi terk ettiğinde kulaklarınızdan beyninize ulaşanları değilde ,hislerinizin fısıltılarını,sessizce haykırışlarını dinlemek en doğru yol.
Sanmak yada…

14 Eylül 2008 Pazar


Onca bağrış , onca çığlık varken etrafında ,onları görmezden gelemezsin diğerleri gibi.
O kahkaha çığlıkları bir anda sessizleşir,derin bir siyah kaplar havayı ,renkler bile siyahlaşır.Havanın yoğunluğu öylesine derindirki içine çekerken bütünüyle hissedersin.işte tam bu sessizlikte etrafındaki insanların, nefes alıp verirken çıkardığı seslerden öyle belli olurki amaçları.21:34 05.03.2008

8 Eylül 2008 Pazartesi

hangisi yüzü...


İki taraftada aynı adam var.Akşam üstü işten sonra eve giderken çektiğin tek bir kazıkazan tek bir şans binlercesi arasında.Aynı binlerce insanın içinde durduğun yalnızlık gibi.
Aklımın odalarında geziniyorum sanırım irade duvarıma çarpan yüzlerce duygu,yüzlerce düşünce,alıkoyamadığım hisler var.
Evet biliyorum,biliyorum.Biliyorumda yinede neyin içinde olduğuma karar veremedim.Bu bir seçim özgürlüğü değil ve bu bir aile toplantısı değil bu ruhunuzun serbestçe dolşabildiği bir yaşamın merkezi.
Evet eve dönüş yolundayım elimde bir kırtasiye poşeti var içinde malzemeleriyle, eve götürüyorum oğluma ama neyi öğrenmesi için…18:11 08.09.2008