25 Aralık 2009 Cuma

Günümün dostlarına...gerçeğe yakın olanlar.


Günüm gelir günüm geçer, hayat ilgisizce beni seçişlerinden vazgeçmez ve ben tanımaktan mutlu olduğum bir sanatsal anı parçasını gerilerde bırakmaktan hiç yadırganmam.Ve sevgisel değerlerin anılarımda kayboluşuna göz yummadan başkalarında bırakırım.Gitmeden: renklerin sıcaklığından, soyut gerçeklerden, farklı yüzlerden ben, dönüşümü olmayan hatırlamalardan kalırdım bir öncesinde.Ve anımsamalar her bir geçişten zamana yansırdı ötesini kestiremediğim düşüncelerimde.

Ve ötesinde kestiremediğim ne varsa hayatımda bir kenara bırakmadan atardım yılbaşı hediyelerimin çuvalına ve bir sonraki sene tekrar çıkartır çuvalımdan hediyeleri geriye bakışlarımla zamanı tersine çevirir anlardım ötesindeki çözülmezlikleri hayatımın.

Ve ötesinde ne olursa olsun ben severdim tüm dost bildiklerimi ve kalbimin gizliliklerini...

Bunun için kalırdım dost düşüncelerimde ve yüzümde kalan dostlarda.İçimdeki teşekkürler gibi minnettar kalıp tekrardan teşekkür ederdim dostlarıma...Sevilmekten farklı sevilmek, sevmekten biraz farklı sevmek...

13 Aralık 2009 Pazar

Gece sokakları...


Kaldığım gece sokakları,

düşlerimin rüzgar hovardaları.

çalkalanır harfleri,

aklımın.

kim deliden akıllı,

şehrimin.

yalnızlığımdan uçar gibi,

bulutlar biraz esintili,

üşütür insanı rüyalarım.

bütün bir umut ağacım,

yapraklar tekrar açsın diye beklerim.

esin gözlerinden kalbimin,

ıslak düşlerimin,

yerinde bırakır atışlarında kalbimin.

ve hayat sokağı,

bir gece bana gelir,

bırakır tüm korkularımı,

gitmeden,

cevaplarını bırakmadan,

anlarım ki hayat,

bana gelir ölümün bir öncesinden.

Ne yapsam

Ne sorsam

Ne istesem

Hayat bana gelir mi.

21:14 13.12.2009

10 Aralık 2009 Perşembe

Niçin yaşarız...

Neden yaşıyoruz damlaların ağırlığında, neden yaşarız damlalarda.Dünyanızda dengenin eğilimi ne tarafa doğru eğilirse gözlerinizdeki yaşlar oraya doğru akar.Tek derdin yaşamak mı yoksa yaşarken içlerinde gülebilmek mi.Küçük bir tebessüm; her yalanda mutluluk, küçükte olsa.Hatırladığın onca kararmış gün, düşüncelerinde kalmayan onca anı geçtiğin hayat penceresi.Tekrardan tekrardan bir hayat, olmayan bir düşünce nasıl yoksa yaşamda hayatta tekrarı olmayan bir yaşam gibidir.Kokusuz bir çiçek ama o kadar güzelki yapabildiği tek şey güzel görünmek, zamansızca kaldığımız her anı parçasında yüzümüze vuran gözlerde karşılıksız, çevremizdekilere duyarsız kalmayalım.Ve inanmadığınız tek bir nefes bile kalmasın gerilerde.
Ve ne için yaşarız Nazım Hikmet satırlarındaki bu acınası dünyada...
Satabildiğin bir sepet üzüm parası, eve dönerken zehir ve bir gofret tüm günün açlığını yatıştırır, sigaraysa dertlerini geride bırakır başındaki ağrısından kurtulmasını sağlar ve geriye kalan parası adamın çocuklarının yarınki okul harşlığı, eşinin yemeği, sonraki gün için yaşlanmaya tekrar devam eder üzüm sepetinde adam.
Neden yaşarız... neden.
Gidebildiğim bu dünyadan, rüyalarıma, gerçek olmayan tüm düş yağmurlarına ve beni gerçeklikten soyutlayan tüm damlalara.
Neyim ben... neden yaşarım.
Sebepten kırılan aynalarda yaşamaktan, uzak yaşamlarda kalıp ısınmayan yatağımda ruhsuzca yatışımdan.
Yavaş yavaş gidiyorum bu hayattan, belkide kalıyorum zamanda dostlarımdan düşüncelerde ve taşınıyorum açamadğım düşünce topraklarından.Nefesim kendime, kırdığım aynalar kendime, rüyalarım kendime.
Niçin yaşıyoruz...? sen yada ben...? farkımız ne onlardan yada bizlerden...?
Yıldızlar gibi yaşlanıyoruz atmosferin yakıcılığında, düşüncelerimiz, hayallerimiz...



biter! bir gün,
rüyalarımdaki rüyalar.
eğilir yaşları gözlerimin,
hayatımın dengesine,
belki bende kırılırım,
yüzümdeki aynada.
belki bende üzülürüm,
gözlerimdeki yaşta.
çok şey belkide,
yaşadığın hayatta.
günüm
ne bir gün,
ne de dün ,
ne farklı bir zaman,
benim kararttığım,
benim açtığım
gün.
Niçin yaşarız...
22:32 10.12.2009