25 Nisan 2009 Cumartesi

Ne Aşk vaR Ne Mutlu sonlar...


Tırnak cilası gibi yarı aydınlıktan sarıya kavuşmuş mutlu sonların ışıldamasından öte,diğer tarafımdaki yüzlerde güneşe karşı bir soğukluk hissederdim kalbime uzanan elimde.
Ve görsellikten öte düşünmeye çalışırdım yitirilen ben miyim yoksa yitirdiklerim arasında kaybolup gidenmiydim.Aslında değer vermekten ziyade bir sınır çizgisi olmalıydı hislerim ve duygularım arasında.Hissedebilirdim ama duygularımda duymazdan gelmeliydim,en azından üzülmem gerektiği zamanlardan önce.
Kremalı bir bisküvi gibi tatmalıydım ara sıra mutluluğun beyazından,sonra acı bir çay içmeliydim tadını unutabilmek için.
Siyah bir ekranda sarı sayfalı ilanlar gibi arardım bazen içinde kaybolduğum sihirli sözcükleri.
Ve bana ait olan ne varsa sadece benim olarak kalırdı ve yinede benimdi.21:51 25.04.2009

4 yorum:

Adsız dedi ki...

erkan abicim çok qüzel olmuş ellerine saqlık keşfedilmemiş bir sanatcı qibi ..

içinde yoksa yoktur... dedi ki...

adını bilmesemde çok teşekür ederim...

Adsız dedi ki...

qüLsüm bn qüLsümm ne Çabuk unuttn

CANSU dedi ki...

"Yitirilen ben miyim,yoksa yitirdiklerim arasında kaybolup gidenmiydim."
Aslında ne yaşanırsa yaşansın,her
insanın iç sesinde mutlaka sorguladığı bir soru olsa gerek bu.
Herkezin biryerlerde birşeyler hissedipte dışarıya yansıtamadığı duygularını yansıtabilen kişiler adını duyurabilenler bence..
Yazmaya devam etmelisin..