31 Ekim 2009 Cumartesi

Eskitilmiş düşünceler...


Değeri senden belirsiz ya da senden belirli ifadeler, kişiler... yüzünde göstermediğin sûretler...
Zordan yazılar gibi geri çekerdin dilinden harfleri,saklardın suretleri yüzünden.Bir adımlık düşünce içinde; tükenirken sönmemeye çalışan bir mum iradesi gibi aklında gelip giden düşünceler.Zamanından eksilmiş tekerlemeler gibi kendini içine yarım koyduğun ifadeler.Ve hayatında bunca karmaşa olurken yitik değerler arasında bulunmayan bir çok insanıda bu karmaşa sayesinde kaybederdin.Bu hayattan kaybolup gitmeden bir günlükte olsa dünya sizin dünyanız olabilmeli.Sonuçta fikir, düşünce, hissiyatlardan önce eylemler her başlangıcın sonucunu etkiler, mutlaka biter bir hâl içindeyken insandan bir yapıt, kendisini onda simgeler bir vaziyette kalmasını sağlardı.Yani eylemlerinizde her şeyden önce içinizdir size yön bulan ve ilk doğrunuz olması gerektiğine inandıran.
Her şeylerin içinde bağrıştan hayaller ve küçük iğneden şeytanlar, içleri içlerinde boğulurken insanlar, fark edemedikleri zamanın gerisinde bir hiçmiş gibi unuttukları duygular.
Zaman nereye kadar unutur...
Nereye kadar görmezden gelir...
Nereye bırakır seni zaman...
Nerede inersin gözlerindeki zaman yolculuğundan...
Ve sayfalarını dünyanın tersine koyduğunda anlarsınki düşünürken hep zamanı tersine yatırmışsın.
Hatırlamak hep geçmişli bir zaman olmuş ileride... 01:08 22.09.2009

Hiç yorum yok: