9 Aralık 2008 Salı

yuppii...mutluluğun diğer tarafı:sanki bağlamını kurmak gibiydi...


Koklamak gibi,sanki hislerinde bütünleştirememek ona dokunamamak ama bu anın farkına varmak.
Sevdiğin insanlardan birisi sorar “mutluluk ne demek?”.
İçindeki kontrol etmeksizin yapmakta olduğun şeyin ya da dışarı vurumlarındaki paylaşımının,belki de bir tek kendi içinde duygu değişikliğinin yüzüne şekil vermesiydi mutluluk.
Ya duygularında acı yokken,mutlumuydun.
Belki de bir türlü dokunsal bir hisse dönüştürememekti gerçeği.
Ya duygularında çirkinlik varken yaptıkların ve bu sadece bir tek seni duygularında değişikliğe ittiğinde bunun adı mutluluk mudur?
Sorsaydınız,hayatta yaşamaklı olan duygularını kaybetmiş yaşlı bir adama mutluluk nedir diye,heralde cevabı ‘mutluluk her şey’ derdi.
Sanki beklentilerin dışında farklı bir şekiller dizesinin bir adım ötende belirivermesiydi.
Bıraktığın bir notun seni üç gün sonra mutlu etmesiydi.
Gözlerinizi kapattığınızda etrafınızdaki ışığın yok olsa dahi sanki hala içerde ışık varmışçasına gözlerinizin içinin aydınlık olmasıydı mutluluk.
Sona ermekle beraber tüm çabaların doğruya ulaşmasıydı.
Söyleme sonun geldiğini,
Söyleme bittiğini.
Susmaklı iki dudak gibi kal orda…
Zamanın derinliğinde bırak ,geçmişin gölgesinde değil.
İradendeki bir oyun parçası.
Ve yağmurlu bir günde eve geri dönmekti mutluluk…02:24
06.12.2008

1 yorum:

Adsız dedi ki...

şu enteresan başlıklarını ve bağlam kelimesini ne anlamda kullandığını da çözebilirsem daha iyi olacak :)
Yazını okumak bildiğim bir evin odalarını dolaşmak gibiydi.(benzetme yapmak gerekirse)

Ve soruyorum?
Mutluluk neydi?
Senin için, yazabilmek mi?